Narkolepsi Hakkında

Gündüz Aşırı Uykululuk

Gündüz aşırı uykululuk (GAU), bu grup hastalıklara dahil olan hastalarda ilk yakınma, gün içinde uyanık kalınması gereken yerlerde uyanık kalamama sonucunda önlenemez uyku ya da istemsiz uykululuk ataklarının olmasıdır. Hastalarda gün içi uykululuk, gece uykusunda bozulma ya da sirkadiyen ritim bozukluğu nedeni ile gözlenmez, diğer herhangi bir uyku bozukluğu var ise, bu kategorideki hastalık tanısı konması için diğer uyku bozukluklarının yeterli düzeyde tedavi edilmiş olması gerekir.

“Hipersomnolans” terimi; aşısı uykululuk semptomunu vurgulamaktadır, halbuki hipersomni, idiopatik hipersomni gibi özellikli bir hastalığı göstermektedir.

Uyku deprivasyonu (ve/veya uykunun kantitatif olarak azalması) hemen hemen her yaşta hipersomnolansın en sık nedeni olup bunu uykunun sık bölünmesi ( azalmış uyku kalitesi) takip etmektedir.

GAU, genel popülasyonun % 10-25’inde bildirilmektedir. GAU’un sayısız nedenleri vardır ve herhangi bir hastada bir çok neden sebep olabilir. GAU’un en sık nedenleri içinde yetersiz uyku, deprivasyonu, kullanmakta olduğu ilaçlar, komorbid sistemik ve psikiyatrik hastalıklar bulunmaktadır. Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS), GAU’nun sık ve tedavi edilebilir nedenlerinden biridir.

Hipesomnolansın bazı formlarında, uyku hali, gerçek bir dinlenme hali olmadan aşırı artmış günlük uyku ihtiyacı ile ilişkilidir. Diğerlerinde ise uykululuk kısa geçici şekerlemeler ile azaltılabilir ancak kısa bir süre sonra tekrarlar.

GAU ayırısı tanısı:

  1. Yetersiz uyku sendromu: kronik yetersiz uyku, isteğe bağlı uyku yoksunluğu ya da uyku için yetersiz fırsat ya da ortamdan kaynaklanır. Uyku deprivasyonlu bireylere uygun koşullar sağlandığında kısa bir zamanda uykuya dalarlar, ancak insomniak hastalar gün içinde yorulsalar dahi uykuya dalamazlar.
  2. Uyku bozukluğu (örn: obstrüktif uyku apne sendromu, sirkadiyen ritim uyku-uyanıklık bozukluğu, huzursuz bacaklar ya da periodik bacak hareket bozukluğu)
  3. Diğer nörolojik hastalıklar: Nörodejeneratif hastalıklar, yer kaplayıcı lezyonlar ya da talamusu, hipotalamusu ya da beyinsapını etkileyen tümörler, travmatik beyin hasarı, ensephalitis letarjika, serebral tripanosomiaz
  4. Medikal hastalıklar: Hipotiroidizm, obezite, kronik böbrek yetmezliği, adrenal yetmezlik, hepatik ensefalopati, diyabet
  5. Genetik hastalıklar: gündüz aşırı uykululuk farklı kromozomal anormallikler ya da mikrodelesyon sendromlarının bir semptomu olabilir; örn: Smith-Magenis sendromu, Prader-Willi sendromu, frajil X sendromu ya da Moebius sendromu. GAU ve daha ağırlıklı olarak katapleksi Niemann-Pick tip C hastalığı gibi nörometabolik hastalıkların bir semptomu olabilir. Myotonik distrofi nöromüsküler hastalıklarda üçlü genetik bileşene sahip hastalıklara örnek olup artmış gündüz uykululuk gözlenir.
  6. Psikiyatrik hastalıklar: Depresyon, anksiyete, madde kullanımı (alkol, narkotik, ilaç kötüye kullanımı, stimulanların bırakılması), psikojenik uykululuk
  7. İlaçlar: Benzodiazepinler, benzodiazepin olmayan sedatifler, antipsikotikler, opiad analjezikler, beta blokerler (lipofilik olanlar), barbitüratlar, antihistaminikler, antikonvülzanlar, sedatif antidepresanlar.

Yetersiz uyku sendromu için tanısal kriterler

  • Hastada gün içinde önlenemeyen uyku ihtiyacı ya da uykuya dalma, prepubertal çocuklarda, uykululuğa atfedilebilen davranışsal anormallik yakınması ile başvururlar.
  • Hasta ile ilgili kişinin kendisinden, çevresinden, uyku günlüğü ya da aktigraf ile belirlenen uyku süresi, genellikle yaşıtlarına göre beklenen süreden kısadır.
  • Üç ay süre ile günlerin çoğunda, kısıtlı uyku düzeni vardır.
  • Hasta, çalar saat ya da başka biri tarafından uyandırılarak uyku süresini kısaltmıştır ve genellikle bu uyaranların olmadığı hafta sonu veya tatilde uzun süre uyur.
  • Total uyku süresinin uzatılması, uykululuk ile ilgili semptomların düzelmesine neden olur.
  • Semptomlar başka bir tedavi edilmemiş uyku bozukluğu, ilaç ya da madde kullanımı, sistemik hastalık ya da zihinsel bozukluklar ile açıklanmamış olması gerekir

Santral nedenli hipersomnolans

Uyku güdüsünü arttıran (santral nedenli hipersomniler) hastalıklar, GAU’luluğun relatif olarak nadir nedenlerindendir.

Bu hastalıkların çoğu adölesan çağda başlar, çocukluk çağından ödelesan çağa kadar fiziksel ve zihinsel performans üzerinde önemli etkileri olan kronik sürece sahiptir. Narkolepsi ve Kleine-Levin sendromu ilk iki dekad içerisinde başlar/gelişir. Kleine-Levin sendromu prevelansı bilinmeyen nadir hastalıklardan biridir. Narkolepsi prevlansıda nadirdir ancak son dekadta sıklığı artmıştır. Amerika Birleşik Devletleri ve batı Avrupa popülasyonunda katepleksili narkolepsi % 0.02- %0.18 sıklığında görülür. Düşük prevelans İsrailde bildirilmiştir, ancak katapleksili narkolepsi prevelansı Japonya da biraz daha (% 0.16- % 0.18) sıktır. Her iki cinsiyet etkilenmekle beraber, erkeklerde kısmen daha sıktır. Bununla birlikte narkolepsi prevelansı, nedeni açıklanamamakla birlikte, son dekatta artmaktadır. Açık risk faktörü, HLA-DQB1*06:02 pozitif olan ve H1N1 virüsüne karşı kullanılan adjuvant nedenli Pandemrix aşısı yaptıranlar narkolepsi için risk oluşturdu. Son zamanlarda, narkolepsi ile allerjik hastalıklar arasında ilişki belirlendi, ancak kataplesisi olan ve olmayanlarda allerji frekansı farklı, özellikle astım ve allerjik rinit, katapleksili narkolepside (58/275), katapleksisiz olanlara göre belirgin olarak daha az rastlandı.

Uluslararası Uyku Bozuklukları (ICSD-3) sınıflandırmasına göre santral nedenli hipersomnolans aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır.

  1. Narkolepsi tip 1 ve 2
  2. Kleine-Levin sendromu
  3. İdiopatik hipersomni
  4. Uzun uyuyucu, izole semptom ya da normal varyantlar

Narkolepsi Tip 1

Aşağıdaki tanı kriteleri karşılanmalıdır.

  • Hasta, son 3 aydır gün içinde önlenemez uykululuk ya da gün içi uyku atakları yaşar
  • Aşağıdakilerden bir ya da ikisi birlikte vardır.

    1. Katapleksi ve çoklu uyku latans testinde (ÇULT) ortalama uyku latansı ≤8 dk ve 2 ya da daha fazla uyku başlangıçlı REM epizodu periodlarının (SOREMPs) olması. SOREM ( uyku başlangıcından itibaren ilk 15 dk da) ilk gece polisomnofrafi kaydında gözlendi ise ÇULT’daki bir SOREM’in yerini alır.
    2. Beyin omurilik sıvısında (BOS), immünreaktif yöntem ile ölçülen, hiporetin-1 (hcrt-1) düzeyi, ≤ 110 pg/ml ya da normal popülasyonda aynı yöntemler ile ölçülen değerin <1/3’den düşük olması.

Genç çocuklarda, narkolepsi bazen aşırı uzamış gece uykusu ya da daha önce bitirilmiş olan gündüz uyku (şekerleme) ataklarının tekrar başlaması şeklinde gözlenebilir. Bazı vakalarda, narkolepsi tip 1 tanısı zor olabilir. Artmış gündüz uykululuk bazen yıllarca gözlenen tek semptom olabilir, uyku atakları süresi gittikçe uzar, saatlerce sürer, uyku sarhoşluğunun olduğu konfüzyonel uyanma atakları gözlenebilir. Katapleksi gecikme ile gözlenebilir. Buna ek olarak, invazif bir işlem olmasına ragmen, lomber ponksiyon hcrt-1 ölçümü için gereklidir.

Narkolepsi Tip 2

Aşağıdaki tanı kriterleri karşılanmalıdır.

  • Hasta, son 3 aydır gün içinde önlenemez uykululuk ya da gün içi uyku atakları yaşar
  • Çoklu uyku latans testinde (ÇULT), ortalama uyku latansı ≤8 dk ve iki ya da daha fazla uyku başlangıçlı REM epizodu periodlarının (SOREMPs) olması. SOREM ( uyku başlangıcından itibaren ilk 15 dk da) ilk gece polisomnofrafi kaydında gözlendi ise ÇULT’daki bir SOREM’in yerini alır.
  • Katapleksi yoktur.
  • BOS, hcrt-1 düzeyi ölçülmedi ya da BOS hcrt-1 düzeyi immünreaktif yöntemler ile ölçüldüğünde >110 pg/mL ya da aynı standat yöntem ile ölçülmüş normal popülasyondaki değerlerin >1/3 belirlenmesi.
  • Hipersomnolans ve/veya ÇULT bulguları yetersiz uyku sendromu, obstrüktif uyku sendromu, gecikmiş uyku fazı bozukluğu, ilaç ya da madde kullanımı ya da bunların bırakılması gibi diğer uyku bozuklukları ile açıklanmıyor olmalıdır.

Katepleksi sonradan gelişirse ya da BOS hcrt-1 düzeyi beklenen değerin altında ölçülürse, hastalık sınıflandırması narkolepsi tip 1 olarak tanımlanmalıdır. Tüm hastalarda, katapleksinin gelecekte gözlenebileceği ihtimali her zaman düşünülmelidir. Katapleksi dışında, hipnogojik/hipnopompik halüsinasyon ve uyku paralizisi narkolepsi tip 1deki gibi vardır. Normal popülasyon ile karşılaştırıldığında, HLA- DQB1*06:02 haplotip frekansı artmıştır, hemen hemen narkolepsi tip 2 hastalarının yarısında HLA- DQB1*06:02 pozitiftir.

Türk Narkolepsi Ağına Katılmak İster misiniz?

İletişim